Çocuklarda Dikkat Eksikliği ve Hiperaktivite Bozukluğu bilinenin aksine kolay tespit edilebilen bir durum değildir. Kısaca bahsetmek gerekirse, bildiği ve yapması gereken sorumlulukları tamamlayamayan, aktivitelerde dikkatsizce hatalar yapan, isteklerini erteleyemeyen, toplum tarafından “sabırsızca” diye ifade edilen davranışlarda bulunan, sürekli kıpırdayan, koşan, sessiz kalmaya dayanamayan, uyaransız bir duruma bir an bile tahammül edemeyen çocukta dikkat eksikliği ve hiperaktiviteden şüphelenilebilir. Dürtüsellik, dikkat eksikliği ve hareketliliğin ön planda olduğu dikkat eksikliği ve hiperaktivite bozukluğunun kesin tanısını koymada yardımcı bir test bulunmamaktadır.

Günümüz çocuklarında en sık rastlanan bozukluklardan biri olan dikkat eksikliği ve hiperaktivite, neredeyse her 100 çocuktan 5’inde görülebilmektedir. Kızlara oranla erkeklerde daha sık rastlandığı düşünülse de, bu durum kızların dürtüsel ve saldırgan davranışlarının daha az olmasından ötürü gözden kaçırılmış veya önemsenmemiş olabilir. 4-5 yaşından itibaren fakedilen DEHB, özellikle ilkokul çağındaki çocukların hem okul yaşamını hem de sosyal yaşamını etkiler. 7 yaşından sonra başladığı görülmemiştir. Ergenlik döneminde ise şekil değiştirerek devam eder. Dikkat eksikliği ve hiperaktivite bozukluğu yaşayan çocuklar duygusal yönden değişken, bazen depresif, çabuk sinirlenen bir kişiliğe sahip olabilirler. Grup içine dahil olmakta zorlanırlar çünkü kurallar onlar için değildir. Grup kurallarına uymayı da bu yüzden reddeder ve dışlanırlar. Zekaları ortalama veya ortalamanın üstünde olmasına rağmen akademik başarıları düşüktür. Bu durum uzun ders saatlerinde dikkatlerini öğretmene verememelerinden ötürü olabilir. Ayrıca sınavlarda ilk sorulara doğru cevaplar vermelerine rağmen sonraki sorulara dürtüselliklerinden ötürü hatalı cevaplar verebilirler. DEHB yaşayan çocuklar “tembel” olarak etiketlense de dersi dinlemek, çalışmak ve sınav sorularını cevaplamak için yeterli konsantrasyona sahip olamadıklarından ötürü akademik yaşantıda zorlanma yaşarlar.

Dikkat Eksikliği ve Hiperaktivite Nedenleri

Bazı araştırmacılar dikkat eksikliği ve hiperaktivite bozukluğunun genetik kökenli, nörolojik ve psikiyatrik bir bozukluk olduğunu iddia etmektedirler. Ancak bunun kesin olarak ispatı bulunamamıştır. Şu anda kabul edilen görüş biyo-psiko-sosyo-kültürel etkilenlerin DEHB’na sebep olabileceğidir. Bu sebeple uzmanlar her çocuk için ayrı ayrı, kapsamlı bir inceleme ve değerlendirme süreci sonunda DEHB nedenleri hakkında bilgi sahibi olabilirler.

Psikoterapi

Tanı koymanın zor olduğu dikkat eksikliği ve hiperaktivite bozukluğunda psikoterapinin de detaylı ve kapsamlı olması gerekmektedir. Aile ve okul ile sıkı bir işbirliği gerekir. Psikiyatrik değerlendirme sonucu DEHB tanısı alan çocukların aileleri bu konuda uzman yardımı almalıdır. Oyun terapisi ve bilişsel-davranışçı terapi kullanılan en etkili yöntemlerdir. Ayrıca aile ve öğretmenlerin eğitimi de önemlidir. Sosyal çevre ile uyum sağlamada akranlardan oluşan destek grupları da terapiye katkı sağlar. Terapinin en önemli kısmını ise tüm bu ‘programların düzenli ve kararlı bir şekilde takip edilmesi’ oluşturur.

Orhan Dünya | Psikolog

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir