Sosyal anlamda başarısızlığa uğrayan insanların en temel problemlerinden biri özgüven eksikliğidir. Bu problem; sağlık, iş ve ikili ilişkiler gibi hayatın her alanını olumsuz yönde etkiler. Fakat basit bazı adımlarla özgüveninizi arttırabilirsiniz.

Özgüven Nasıl Kazanılır?

Özgüvenlerinin düşük olduğuna inanan bireyler problem yaşadıkları sosyal alanları tanımlamalı ve bunların farkında olmaları gerekir. Örneğin özgüven eksikliğinin en yaygın hissedildiği bilinen sosyal ortamlar; okulda ya da iş yerlerinde yapılan sunumlar, ikili ilişkilerde herhangi bir tartışma sırasında yetersiz ve cesaretsiz hissetmek, işini kaybetmek ve iş ortamında ya da evde herhangi bir kriz anını doğru yönetemeyeceğine inanmak olarak söylenebilir.

Özgüveni arttırmak için ikinci adım bireylerin stresli durumlarda nasıl hissettiğine ve maruz kaldığı durumu nasıl yorumladığına odaklanmasıdır. Çünkü olayı ilk algılayış biçiminiz sandığınız kadar doğru olmayabilir. Bireylerin kendilerine yaşanan olaya karşı verdikleri tepkinin ya da hissettikleri duyguların mantıklı ve uygun olup olmadığını sormaları gerekmektedir.

Özgüvenin düşmesine neden olan başlıca düşünce şekilleri şunlardır;

  • ‘Ya hep ya hiç’ düşüncesi (örneğin; bu görevi tamamlayamazsam tam anlamıyla başarısız bir insanım demektir!)
  • Zihinsel süzgeç (örneğin; bu raporu yazarken bir hata yaptım ve şimdi herkes bu işe uygun olmadığımın farkına varacak!)
  • Pozitif özellikleri negatif olarak göstermek ve olumlu gelişmeleri başarı olarak kabul etmemek (bu testi geçtim çünkü çok kolaydı!)
  • Olumsuz sonuçlara ulaşmak konusunda aceleci davranmak (arkadaşım mesajıma cevap vermedi, mutlaka kötü bir şey yaptığım için bana kızgındır!)
  • Duygular ile gerçekleri karıştırmak (başarısız gibi hissediyorum, demek ki gerçekten başarısızım)
  • Kişilerin kendisini olumsuz şekilde değerlendirmeleri (ben iyi olan hiçbir şeyi hak etmiyorum)

Bu düşüncelerin yerine pozitif düşünceleri yerleştirmek, özgüven için çok önemlidir. Bu konuda yapılabilecek özgüveni arttırmak için öneriler başlıca stratejiler ise şunlardır;

  • Özgüveni düşük olan bireylerin kendilerini kibar ve cesaretlendirici bir şekilde daha iyi duygular hissetmek konusunda teşvik etmeleri gerekmektedir. (Bu görev ne kadar zor olursa olsun bunu yapabilirim.)
  • Her insan hata yapabilir! Bunun bilincinde olup bireylerin kendilerini affetmeyi öğrenmesi gerekmektedir (Evet bir hata yaptım ancak bu kötü bir insan olduğum anlamına gelmiyor.)
  • Bireylerin daha pozitif olmaya odaklanmaları gerekmektedir. Örneğin hayatlarının iyi tarafları hakkında daha çok düşünmeleri, son zamanlarda olumlu sonuçlanan durumları kendilerine sürekli hatırlatmaları gerekir.
  • Negatif duygularınız sonucunda negatif tepkiler vermenize gerek yok! Yaşanan negatif duygular ya da olaylar bireylere daha iyi ve sağlıklı yollar üretme konusunda fırsat vermektedir.
  • Bireyler hayatlarını daha az stresli hale getirmek için ne yapmaları gerektiği hakkında düşünmelidir.
  • Pozitif anlamda değişmek için bireylerin kendilerine şans vermeleri ve kendi kendilerini cesaretlendirmeleri gerekmektedir. (sunumum çok mükemmel geçmedi ancak iş arkadaşlarım bana sorular sorarak beni dinlediler ve böylece de amacıma ulaştım demektir.)

Son olarak beden dilimizin gücünün farkında olmak çok önemlidir. Duygularımızın beden dilimizi kontrol ettiği gibi, beden dilimizin de duygularımızı değiştirebildiği yapılan araştırmalarda defalarca kanıtlanmıştır. Bu yüzden öyle hissetmediğiniz zamanlarda bile her zaman daha kendine güvenen dik bir duruş sergilemek bir süre sonra kendinize güvenmeye başlamanıza yardımcı olacaktır.

Çiğdem Doğru | Klinik Psikolog

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir