Felix ve Elsa Kohut’un tek çocukları olarak dünyaya gelen Heinz, 3 Mayıs 1913 yılında Viyana’da doğdu. Babası piyanist olma hayaliyle yanan lakin Birinci dünya savaşında geçirdiği travma sonucunda bu hayalini bir kenara bırakan biriydi. Annesi ise kendi dükkanında çalışan bir kadındı. Beşinci sınıfa kadar bir okula kayıtlı olmayan Heinz, özel öğretmenler tarafından yetiştirildi. Ailesi özellikle Fransızcayı ana dili gibi bilmesini istiyordu. Daha sonra okula kaydedildi. Okulda geçirdiği zamanda sadece bir arkadaş edinebilen Heinz, annesi tarafından akranlarından uzak tutulan bir çocuktu.

Okulda Latince ve Yunanca öğrendi. 1929’da Fransızca öğrenmek adına Brittany’deki Saint-Quay-Portrieux’da iki ay geçirdi. Okulda Euripides’in Cyclops oyunu üzerine tezini yazan Heinz, ırkçı olan ve ilerleyen zamanlarda Nazi harekatına katılan Latince öğretmeni tarafından intihal ile suçlandı. Babasının müdahaleleri sonucunda Kohut’un tezi kabul edildi.

Gençlik Yılları

Varlıklı bir aileye sahip olan Heinz gençlik yıllarında sanat, müzik ve felsefeyle ilgilendi. Öyle ki Viyana’da müdavimi olduğu kafelerde gerçekleştirilen sanat tartışmalarına katıldı. Doğduğu topraklarda Tıp eğitimini tamamlayan Heinz, bu süre zarfında Paris’te önce Hôtel-Dieu’da sonra da Hôpital Saint-Louis’de altı ay staj yaptı.

Bay Psikanaliz

1936 yılında babasını lösemi hastalığından kaybetti. Babasının ölümüyle kendini işine veren Heinz, yine bu tarihlerde Freud’un yakın çevresinde yer alan analistlerden biriyle psikanalitik terapiye başladı. Nazi işgalinin şiddetinin artmasıyla önce İngiltere’ye ardından ABD’nin Chicago Eyaletine göç etti. Chicago Üniversitesinde Nöropsikoloji ihtisasını yaparak uzmanlaştı. Çalışmalarıyla adını kısa sürede duyuran Heinz’e camiadaki yakınları “Bay Psikanaliz” diye seslenmeye başladı.

Kendilik Psikolojisi Kuramı

1946’da Kohut’un arkadaşı müzisyen Siegmund Levarie Chicago Üniversitesi’nde bir dizi konser verdi. Bundan esinlenen Heiz, 1950 yılında “Psikanalitik Üç Aylık Dönem’de Müzik Dinlemenin Keyfi Üzerine” başlıklı bir makale yayınladı. Chicago Psikanaliz Enstitüsü’nde kendine önemli bir yer edinen Heinz, zamanla psikanalizin yetersiz kaldığı alanları gördü. Bunun üzerine yeni bir psikolojik gelişim paradigması üzerinde çalışmaya başladı. Kanser olduğunu öğrendiği andan ölene dek çekeceği tepkileri göz ardı ederek savunduklarının ardında durdu. Camiasından yalıtılmış olması bile onu pes ettiremedi ve büyük yankı yapan tezlerini ortaya koymaya devam etti.

Klasik Psikanalizden Kopuş

Freud’un id, ego ve süperego kavramlarına karşı çıkarak kendi fikirlerini öne sürdü. Dürtüleri merkeze koyan geleneksel psikanalize karşı kendi kuramı olan Kendilik Psikolojisi’ni geliştirdi ve kişilerarası ilişkiye vurgu yaptı. 1971 yılında yayınladığı “Kendilik Çözülmesi” adlı eseriyle geleneksel psikanaliz çevresi tarafından kınanan Heinz, üç kişilik eğitim komitesinden çıkarıldı. Kendiliğin Analizi, Kendiliğin Yeniden Yapılandırılması ve Analiz Nasıl Tedavi Eder, Kohut’un yazdığı ve günümüzde de hala ilgiyle okunan kitapları en önemli üç eseridir.

Son Yılları

Son zamanlarını sevdikleriyle geçiren Kohut, 7 Ekim 1981 akşamı komaya girdi. 8 Ekim sabahı ise 13 yıldır savaştığı kansere yenik düşerek Chicago’da öldü.

Asena Nişikli | Klinik Psikolog

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir