Şizofreni toplumun %1’inde görülen, sanrı ve varsanı gibi pozitif semptomlar; duygulanımda sığlaşma, sosyal içe çekilme, konuşma miktarında azalma ve düşünce içeriğinde fakirleşme gibi negatif semptomlar; dikkatte, bellekte, yürütücü işlevlerde bozulma gibi bilişsel belirtilerle giden; duygu, düşünce, algılama ve davranışı etkileyen; farklı klinik tablolarla ortaya çıkabilen bir rahatsızlıktır.

Şizofreni, mental bozukluklar arasında en zorlayıcı olan rahatsızlıklardan biridir. Geniş alt dallara sahip olan psikotik bozukluklar arasında yer alır. Psikotik rahatsızlıklar sonucunda insanların gerçekle bağlarını azalttıkları, normal düşünce ve davranışlardan uzaklaştıkları gözlemlenir.

Şizofreni insanların sosyal hayatlarını yüksek düzeyde etkiler ve insanlar kendilerini düzgün şekilde yansıtmakta zorlanabilir. Bu rahatsızlığa sahip olan insanlarda bilişsel, duygusal ve motor becerilerinde anormallik gözlemlenir. Bilişsel problemler arasında düşünmede ve davranışlarda anormallik vardır. Şizofreniye sahip insanlar duygu geçişlerini kontrol etmekte zorlanırken aynı zamanda motor becerilerinde tekrarlayan davranışlar da görülür.

Belirtiler

Genellikle şizofrenlerde benzer semptomlar görülse de, her bireyde ilerleyiş farklıdır. Bazı insanların hayatlarını çok zor hale getirse de, bazıları normal şekilde yaşamaya devam edebilir. Örneğin üniversite bitirip çalışma hayatına atılan örnekler olduğu gibi sesler duyabilen fakat halüsinasyon görmeyen vakalar da mevcuttur.

Genellikle bilinen pozitif semptomlar halüsinasyonlar, hayal görme, alışılagelmedik düşünceler ve davranışlardır. Fonksiyon kaybı söz konusu olduğunda ise negatif semptomlar devreye girer. Motivasyon eksikliği, sosyal hayattan kopma gibi durumlar negatif semptomlar olarak adlandırılır.

Genetik ve Çevresel Faktörler

Şizofreninin sebepleri henüz net şekilde belirlenemese de, genetik ve çevresel faktörlerin rol oynadığı görüşü baskındır. Ayrıntılı araştırma sonuçlarına göre, şizofreni etiyolojisinde genetik %81’lik kalıtılabilirlik oranı ile büyük bir role sahipken, çevre etkisinin %11 civarında olduğu ifade edilmiştir. Genetik faktörlerin yanı sıra çevresel faktörler de beyin gelişiminde ve sosyal becerilerin gelişiminde aktif rol oynadığı için bu konuda önemlidir. Yoğun stresli anların yaşanması, sosyoekonomik durumun düşük olması, kalabalık ve büyük yerlerde yaşamak gibi etkenler şizofreniyi tetikleyebilmektedir. Sosyal sınıf ve şizofreni arasındaki bağı inceleyen 30 çalışmanın sonuçları gözden geçirildiğinde, düşük sosyoekonomik konumun, artmış şizofreni riski ile ilişkili olduğu bulunmuştur.

Berra Salur | Psikolog

Kaynakça

  • (1) Ertuğrul A.; Şizofreninin Nörobiyolojisi, Temel Psikofarmakoloji, 1: 354, Ankara (2010).
  • (13) Acar C., Kartalcı Ş.; Şizofreninin Etyopatogenezinde Katekol-O-Metiltransferaz (COMT) Geninin Rolü, Psikiyatride Güncel Yaklaşımlar, 6: 217-226 (2014).
  • Summakoğlu, D. & Ertuğrul, B. (2018). ŞİZOFRENİ VE TEDAVİSİ . Lectio Scientific , 2 (1) , 43-61 . Retrieved from https://dergipark.org.tr/tr/pub/lectiosc/issue/39038/457696

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir