Yazar Susanna Kaysen’in 1960’ların sonlarında bir gencin akıl hastanesinde 18 ay kalışını anlatır.

Künye

Yönetmen: James Mangold
Yapımcı: Douglas Wick&Winona Ryder
Yıl: 1995
Süre: 127 Dakika
Oyuncular: Winona Ryder&Angeline Jolie ve Clea DuVall
Türü: Dram

Karakterler

Susanna Kaysen

Susanna karakteri hem yazarın kendisi hem de filmdeki anlatıcıdır. Bir kutu aspirin yuttuktan sonra, bir doktor Susanna’ya 17 yaşındayken borderline kişilik bozukluğu teşhisi koydu. Sonrasında Susanna, gönüllü olarak Belmont’taki bir psikiyatri hastanesi olan McLean Hastanesine yattı. Hastanede kaldığı 18 ay boyunca Susanna hastalığı ile yüzleşirken derin bir mutsuzluğun yanı sıra orada edindiği arkadaşlarının hem ihaneti hem de nezaketini tecrübe eder. Daha sonrasında Susanna, onu hastanenin sınırlayıcı ancak koruyucu duvarlarının dışında bekleyen geleceği karşılar.

Lisa Rowe

Susanna’nın arkadaşı ve hastanedeki kızların etkili lideri Lisa’dır. Lisa, kişisel çıkara dayalı bir kişilik olan sosyopat teşhisi ile gurur duymaktadır. Lisa’nın tahmin edilemez ve çılgın bir kişiliği vardır. Belirli zaman aralıklarıyla hastaneden kaçmaya çalışır, nitekim sonuçlar hep başarısız olur. Kaçtığı zamanlarda da fazla gün geçmeden bulunur ve hastaneye geri getirilir. Lisa bulunduğu hastanede 9 yaşından beri yani 8 yıldır kalmaktadır. Kaçma girişimlerinin başarısız olduğu zamanlarda öfke nöbetleri geçirir ve başkaları için kaçış planları yapar. Susanna başta Lisa’nın güvenine hayranlık duysa da, zamanla eylemlerinin sonuçlarına çok az önem verdiğini ve isteyerek acımasız olabileceğini öğrenir.

Polly (Torch) Clark

Şizofreni teşhisi koyulmuş olan Polly McLean’e yatış sürecinden önce yüzüne ve vücudunun üst kısmına benzin döker ve kendini tutuşturur. Bu nedenle arkadaşları ona meşale anlamına gelen Torch takma ismini vermiştir. Polly, hastanedeki ilk yıllarında huzur içinde hatta neşeli denebilecek şekilde görülür. Ancak Polly bir gün yaralarının ne kadar ciddi ve büyük olduğunun farkına varır. Bu aşamadan sonra Polly’i teselli etmek çok zordur. Susanna, bulundukları hastanedeki herkesin kendi hastalıklarından etkilendiklerini ancak Polly’nin hastalığının sonuçlarından sonsuza dek mahsur kalan tek hasta olduğunu belirtiyor.

Georgina Tuskin

Susanna’nın hastanedeki oda arkadaşıdır. Patolojik bir yalancı olan Georgina, depresyondan muzdariptir. Susanna’a karşı naziktir ve arkadaşlıkları süreklidir. Georgina’nın başka bir koğuşta kalan öngörülemez bir hasra olan Wade ile romantik bir ilişkisi vardır.

Daisy Randone

Daisy her yıl Şükran Günü’nden Noel’e kadar olan dönemi hastanede geçiren bir hastadır. Obsesif Kompülsif Bozukluğu vardır ve aynı zamanda kendine zarar verdiği de görülmüştür. Daisy, hastanede kimsenin onun odasına girmesine izin vermez ve sadece müshiller ve babasının getirdiği kızarmış tavuklar için odasından çıkar. Lisa bir gün Daisy’nin odasının tavukların kalıntılarıyla dolu olduğunu keşfeder. Daisy, babasının onun için aldığı apartmanda yaşamak için hastaneden ayrılır. Lisa ve Susanna, Daisy’nin kendi doğum gününde intihar ettiğini öğrenir.

Filmin Analiz

Film Susanna’nın aşırı dozda aspirin almasıyla başlar. Daha sonrasında Claymoore akıl hastanesine girer ve Borderline Kişilik Bozukluğu teşhisi konulur. Susanna, aldığı ilaçları intihar etmek için almadığını savunur ve kendisinin intihar etmek istediğini kabullenemez. Kaldığı hastanede Sosyopatik kişilik bozukluğu olan Lisa (Angelina Jolie) ve Daisy gibi birkaç farklı hastayla bağ kurar ve arkadaş olur.

Susanna kendi isteği ile hastaneye yatmış olan 18 yaşında bir yetişkin olarak, sadece bir-iki hafta kalmayı planlamıştır. Ancak; Susanna’nın planları umduğu gibi gitmez ve 18 ay boyunca hastanede kalır. Susanna karakteri hastanede yavaş yavaş kendine yer edinmesi süresince diğer karakterlerle yeri gelip kavga ederken yeri geldiğinde de birbirlerini koruyup kollarlar. Örneğin arkadaşlarının hastanenin aşağısında bulunan tünellere girdiğini gören Susanna, onları takip eder ve hastane ortamını, arkadaşlarının neler yaptıklarını ve düşündüklerini anlamaya çalışır.

Filmde, Susanna ve arkadaşlarının hastanedeki anıları ve yaşamları detaylı bir şekilde anlatılırken, aynı zamanda hastanenin hastalara uyguladığı tedavinin yetersizliğine ve hastanede çalışanların ilgisizliğine de değiniyor.

Bir hastanede yaptığım staja dayanarak, filmde değinilen hastanenin yetersizliği ve hastane çalışanlarının ilgisiz olduğu olgusuna katılıyorum ve gerçeği yansıttığını düşünüyorum. Hastane çalışanları, mesleki duyarsızlığa ulaştığından ve birçok hastanın birçok sorunu ile ilgilendiklerinden dolayı, bir süre sonra artık hastalara ve onların isteklerine cevap vermekte duyarsız kalmaya başlarlar. Ayrıca, birçok psikiyatrik vakada terapi desteğinden çok ilaç tedavisi uygulandığından dolayı, hastaların ilaçlara alışma ve hastaneye adapte olma süreleri uzun sürebilir. Bu ve benzeri durumlar, hastalar için zorlu dönemler demektir ve filmde hastane ve ilaç sahneleri gerçekçi şekilde betimlenmiştir.

Borderline Kişilik Bozukluğu

Borderline Kişilik bozukluğu (BPD), bozukluğun altında yatan psikopatolojinin temel boyutları olarak yaygın duygusal dengesizlik, benlik imajı bozuklukları, dürtüsellik, belirgin intihar eğilimi ve dengesiz kişilerarası ilişkilerle karakterize edilmiş kronik bir psikiyatrik bozukluktur (Kulacaoğlu, 2018).

Borderline Kişilik bozukluğu çoğunlukla ergenlik ve genç yetişkinlik zamanlarında başlar. Ayrıca bu hastalıktan muzdarip olan kişiler Susanna gibi kendilerini ani duygu durum değişiklikleri içerisinde bulabilir. Olaylar borderline olan kişiler için çok iyi ya da çok kötü gibi tanımlanabilecek şekilde uç noktalarda olabilir.

Girl, interrupted filminde kişilik teorilerine uygun olarak Susanna’nın hastanede kaldığı süre boyunca kişilik bozuklukları, özellikleri ve anıları üzerinden araştırılıyor. Ana kahraman Susanna, aspirin ile alkol tüketerek intihara teşebbüs ediyor ve bu da Borderline teşhisi konulması için ilk sebep oluyor. İkinci bir kriter olarak Susanna’nın keserek ya da yaralayarak kendi kendine zarar verici düşünceler yaşaması örnek olarak verilebilir.

İntihara teşebbüs ettikten sonra aceleyle kriz odasına girmesi ve herkesin yardım etmeye çalışmasına engel olmaya çalışarak, bileğinde yaralar olmasına rağmen uzmanlara ellerinde kemik olmadığını söylemeye devam etti. Susanna’nın, ailesiyle somut bir ilişkisi olmadığı ve terk edilme endişesinden ötürü hiç arkadaşı olmadığı gibi, hayatındaki her tür ilişkide de sorunları vardır.

McLean’da kalışının başlangıcında, diğer hastaları deli olarak gördü ve ondan farklı olarak gerçekten akıl hastalığı vardı. Sonunda diğer hastalarla arkadaşlık kurmayı başardı ve bu da onların film boyunca birbirlerine yardım etmelerine neden oldu. Susanna’nın kendine zarar verme davranışı, ebeveynlerinin duygusal sorunlarından kaynaklanan sıkıntılı çocukluğundan kaynaklanmaktadır.

Ekin Sarı | Klinik Psikolog

Referanslar

  • Kulacaoglu, F., & Kose, S. (2018). Borderline Personality Disorder (BPD): In the Midst of Vulnerability, Chaos, and Awe. Brain sciences, 8(11), 201. https://doi.org/10.3390/brainsci8110201
  • Klaus Lieb, Mary C Zanarini, Christian Schmahl, Marsha M Linehan, Martin Bohus, Borderline personality disorder,The Lancet, Volume 364, Issue 9432,2004,Pages 453-461
  • Gross R, Olfson M, Gameroff M, et al. Borderline Personality Disorder in Primary Care. Arch Intern Med.2002;162(1):53–60. doi:10.1001/archinte.162.1.53

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir