Künye

  • İlk Yayınlanma Tarihi: 2016
  • Yazar: Mimi Baird & Eve Claxton
  • Çeviren: Begüm Kovulmaz
  • Türü: Psikolojik Roman
  • Orijinal Adı: He Wanted The Moon

Kitabın Hikayesi

Dr. Perry Baird yaşadığı dönemin gelecek vaat eden doktorlarından biriydi. Teksas Üniversitesi’nden mezun olduktan sonra Harvard Üniversitesi’nde öğretim görevlisi olarak çalışmaya başladı. Dr. Baird üniversitede çalıştığı sırada zihinsel sıkıntılar ile karşılaştı. Fakat bu sıkıntıların başarısını etkilemesine izin vermedi hatta başarılarına başarı katmaya devam
etti. Bunun en büyük örneği de Harvard Tıp Fakültesi’nin en büyük ödülünü alması oldu. Kendisi gibi doktor olan bir arkadaşı onu Greta ile tanıştırdı ve Dr. Baird, Greta evlendi.

Kızı Mimi dünyaya geldiğinde henüz kendisine manik depresyon teşhisi konulmamıştı. Harvard Üniversitesi’nden mezun olduktan üç yıl sonra hastalığı ortaya çıktı ve mesleği tehlikeye girdi. Uzmanlığını fizyoloji alanında devam ettirmek istedi ancak Dr. Cannon tarafından dermatoloji bölümüne yönlendirildi. Alanı ile ilgili birçok çalışma yaptı. Kariyerinde hızla ilerlerken hastalığı buna engel oldu. İlk manik atağı geçirdi ve hastaneye kaldırıldı. Hastaneden döndükten sonra ciddi bir depresyona girdi. Bu süreçte dermatoloji profesörü olarak atanamayacağını öğrendi. Onun için bu ağır bir darbe oldu.

İlerleyen zamanlarda bir çalışmaya başladı ancak ikinci manik atağını geçirdi ve McLean Hastanesi’ne yatırıldı. Hastaneden çıkınca kendisine bir muayenehane açıp orada devam etti. Bu sırada çalışmalarına devam eden doktor “Manik Depresif Psikozun Biyokimyasal Bileşimi” makalesinin taslağını tamamladı. 1943 yılının sonuna doğru makalesi yayınlandı. Çalışmaları yayınlanmaya başlandığında ise manik depresyon (bipolar bozukluk) teşhisi almıştı ve bir tedavi merkezine yatırıldı. Tedavi merkezindeki süreçte ailesi tarafından terk edildi ve doktor lisansı elinden
alındı. Daha sonra tedavi amaçlı yapılan bir beyin ameliyatı sonrasında hayata veda etti.

Dr. Perry Baird kendinden geriye tüm yaşadıklarını anlattığı, kendi elyazmalarından oluşan tıbbi kayıtları ve mektupları bıraktı. Yıllar sonra kızı Mimi Baird bu belgelere ulaştı ve belgeleri kitap haline getirdi.

Analiz

Dr. Baird bu kitaptaki anıları yazmaya başladığında ona çoktan bipolar bozukluk teşhisi konmuştu. Dr. Baird’de manik depresyon semptomlarından çoğuna rastlanmıştır. “Maaşını aldığında son kuruşuna kadar harcıyordu. Uyuyamıyordu ve çok çabuk sinirleniyordu.
Çevresindekileri tehdit edip hırçınlaşıyordu. Hızlı ama anlaşılır konuşuyordu ve ruh hali de hızla değişiyordu. Konuşkan ve aşırı üretkendi. Enerji patlatması yaşadığı birçok gün vardı. Hezeyanlar içindeydi. Bir şeyler anlatırken konuşmanın ortasında durup duvarda gördüğü bir şeyden söz etmeye başladı. Paranoyak düşünme biçimi soyut konulara odaklanıyordu. Sadece kendini değil diğer hastaları da etkiliyordu. Onlara nasıl cinayet işleyebileceklerini anlatıyordu. Hücrede tek kaldığı zamanlarda bir at olduğunu ya da aslan olduğunu söylüyordu. Önemli biri olduğu için onu görmeye geldiklerini söylerdi”. Bunlar hastalığın
sebep olduğu davranışlardır.

Sadece manik değil depresif hissettiği zamanlar da vardı. Misal, bütün doktorlar denizaşırı hizmet için askere alındı. Ancak Dr. Baird kabul edilmedi. Bu onu hem depresif hissettirdi hem de hayal kırıklığına uğramasına neden oldu. Dr. Baird’e bu psikotik davranışlarından sonra haftada üç kez elektroşok tedavisi uygulandı. ‘Şok tedavi’ belli psikiyatrik rahatsızlıklar için kullanılan ve beyne elektriksel uyarım yaparak gerçekleştirilen bir tedavi yöntemidir. Tedavi sürecinde çevresindeki çoğu insan kendisini ondan soyutlamıştı. Bu kendisini yalnız hissetmesine ve tedavinin kötü gitmesine sebep oldu.

Diğer taraftan Dr. Baird’in kızı Mimi’nin hiçbir şeyden haberi yoktu. Annesine sürekli babasının nerede olduğunu soruyordu ve “uzakta” yanıtını alıyordu. Mimi bu cevabın üstüne babasının bir gün geleceğini düşünüyordu. Bu düşünceler derslerinin kötüye gitmesine sebep oldu.

Çocukluk döneminde yaşanan bazı sıkıntılar çocukları etkiler ve başka zamanlarda, başka şekilde tepki vermesine sebep olabilir. Mimi’nin bu sıkıntılarının üzerine annesinin başka biri ile evlenmesi daha fazla öfkeli hissetmesine sebep oldu. Yaşanılanlardan sonra psikoloğa gitti ancak onunla hiçbir şey paylaşmadı.

Bir diğer karakter Dr. Braid’in eşi Greta’dır. Greta ile Baird birbirlerine aşıklardı. Ancak hastalık süreci onlar için bir ayrılık sebebi oldu. Greta’nın ayrılık sebebi daha önce babasının da manik depresyon teşhisi almasıydı ve annesi de babasını bırakıp gitmişti. Greta rol model olarak annesini almış ve onun gibi davranmıştır.

Bu kitapta önyargıları kırabilmek adına güzel kesitler olduğunu düşünüyorum. Manik depresif psikoz ya da yeni adıyla bipolar bozukluğu teşhisi almış birinin neler hissedebileceğini ve hayatındaki zorlukları birinci ağızdan okumak isterseniz tavsiye ederim. Ayrıca kitaptan bir kesiti de burada sizinle paylaşmak istiyorum.

“İnsan kalbinin özlemleri değişkendir, kaypaktır. Bugün keyfini çıkardığımız iyi talihin değerini yarın elimizden alınana kadar, onun için mücadele edip geri kazanmamız gerekene kadar bilemeyiz.”

Mervenur Yılmaz | Psikolog

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir