Obsesif kompulsif bozukluk en geniş tanımı ile kontrol edilemez bir şekilde istenmeyen düşüncelere (obsesyon) ve sürekli tekrar eden hareketlere (kompulsiyon) sebep olan bir endişe bozukluğudur.

Bu bozukluğa sahip olan kişilerin, olumsuz düşüncelerini bastırmak için yaptıkları çeşitli davranış formları, zaman içinde günlük ritüellere dönüşmektedir ve bu ritüelleri yapmadıkları zaman bu kişiler önemli derecede endişe ve rahatsızlık hissederler. Örneğin, ocağın kapalı olduğundan emin olmak için 20 kez tekrar tekrar kontrol etmek, yada tamamiyle temizlendiğinden emin olmak için defalarca ellerini yıkamak gibi davranış semptomları deneyimlenebilmektedir.

Obsesif kompulsif bozukluğun nedenleri henüz tam olarak anlaşılamamakla birlikte bu bozukluğun gelişmesinde rol oynayan bazı biyolojik ve çevresel faktörler olduğu kanıtlanmıştır. Yapılan araştırmalara göre, bu bozukluk bedenin doğal kimyasının bozulmasından ya da beyinde oluşan anormalliklerden kaynaklanabilmektedir. Öte yandan genetiğin de bu bozukluğun gelişmesinde rol oynadığı da bazı araştırmalarda kanıtlanmıştır.

Bunların yanı sıra yaşanan stresli olaylar ya da travmatik durumlar da obsesif – kompulsif bozukluğun gelişmesinde tetikleyici rol oynayabilmektedir.

En sık görülen obsesif kompulsif bozukluk tipleri 5 ana gruba ayrılmaktadır. Bunlar ;

  • Temizleyici grup: bu gruptakiler kirlenmeye karşı aşırı bir endişeye sahiptirler ve kompulsiyonları genellikle takrarlayan yıkanma ve temizleme davranışları olarak ortaya çıkmaktadır.
  • Kontrolcü grup: bu gruptakiler sürekli bir şeyleri tekrar tekrar kontrol etme eğilimine sahiptirler. (kapı kilitleri, ocağın kapalı olmasından emin olamama..vb)
  • Şüpheci grup: bu gruptakiler sürekli kötü bir şeyler olacağına yönelik endişe duygusu deneyimlerler ya da kötü bir şey yapacaklarına inanıp cezalandırılacaklarına inanırlar.
  • Sayıcılar ve düzenleyiciler: bu gruptakiler simetri ve düzen konusunda aşırı hassasiyet gösterirler. Özellikle bazı sayılara, renklere yönelik batıl inançları bulunmaktadır.
  • İstifçi grup: bu gruptakiler eğer bir şeyleri atarlarsa kötü bir şey yaşanacağına inanır bu yüzden sürekli olarak gereksiz ve işe yaramayan eşyaları biriktirme davranışı gösterebilmektedirler.

Çoğu obsesif kompulsif bozukluğu olan bireyler genelde hem obsesyonlara hem de kompulsiyonlara sahiptir. Ancak bazı vakalarda, kişilerin yalnızca birini deneyimlediği görülmüştür.

Obsesif düşüncelere ya da bazı kompulsiyonlara sahip her birey için obsesif kompulsif bozukluğa sahip demek doğru değildir. Bu bozuklukta tanının konulabilmesi için en büyük belirleyici, kişilerin bu obsesyonlarla ya da kompulsiyonlarla ilgili büyük bir rahatsızlık hissetmesi ve bu durumun günlük hayatlarını, sosyal ilişkilerini olumsuz yönde etkiliyor olması gerekmektedir.

OKB ve Psikoterapi

Bu bozukluk ile ilgili uygulanan en etkili terapi yöntemi bilişsel davranişci terapilerdir. Bu terapi yöntemi kendi içinde 2 gruba ayrılmaktadır. Bunlar; maruz bırakma yöntemi ve bilişsel terapilerdir. Terapistler bu yöntemleri kullanarak kişilerin obsesif düşüncelerini değiştirmeye ve kompulsiyonlarını azaltmaya yönelik çalışmalar yapmaktadırlar. Bunların yanısıra aile terapilerinin de bu bozukluğun giderilmesinde önemli bir yeri olduğu da bilinmektedir.

Çiğdem Doğru | Klinik Psikolog

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir