Ebeveynler çocuklarını yetiştirirken her yaşın kendine özgü korkuları olduğuna da şahit olurlar. Örneğin; yenidoğmuş bir bebek için herşey korkutucudur çünkü dünya güvensizdir. Gürültüler, alışılmamış bir nesne, altının ıslanması gibi kendi içinden gelen sesler dahi korkutucudur. 6-8 aylıkken başlayan yürümeyle birlikte yükseklik korkuları görülmektedir. 3-4 yaşlarında karanlık, hayvan, dilenci gibi korkular baş göstermeye başlar. Anne-babadan ayrılma korkusu nedeniyle 3-4 yaş grubu ciddi korku yaşar. Yırtınırcasına ağlayabilir, gözlerinden korku ve şaşkınlık okunur. Okula başlama yaşı geldiğinde ise anneden ayrılma korkusu yerini okul fobisine bırakır. Okul fobisi, eylül ayını yaşadığımız şu günlerde okulların açılmasıyla birlikte çocuğu okula yeni başlayacak ailelerin bazılarının kabusu haline gelebilir.

Okul Fobisi Nedir?

Okul fobisi, şiddetli bir endişe sebebiyle çocuğun okula gitmek istememesiyle kendisini gösteren, veya okulla ilgili olan herşeye karşı çocuğun isteksiz olması durumudur. Eylül ayının gelmesiyle birlikte okula başlayacak olan çocuklar için kapılar yeni bir başlangıca açılacaktır. Çocuklar birdenbire hiç bilmedikleri bir düzen, kalabalık ve disiplin içerisinde kendilerini bulurlar. Ve en zor olanı ise; güvende oldukları evlerinden, annelerinin sıcacık kucaklarından uzaklaşmalarıdır. Bu fobiyi yaşayan çocuklarda sıklıkla ayrılık kaygısı yaşama durumu hakimdir. Okul saatleri yaklaştığında sıkıntı artışı, gerginlik, ağlama, saldırganlık, çeşitli ağrılar, mide bulantısı ve iştahsızlık gibi şikayetlere rastlanır. Uyku problemleri, okul faaliyetlerine pasif yaklaşma, özellikle yabancı kişilerle iletişime geçememe, sürekli bahaneler bulma, evde kalma konusunda aşırı ısrar ve söz dinlememe gibi davranışlar da görülür. Sıklıkla okula yeni başlayan 5,5 -7 yaş arası çocuklarda görülür. Aynı zamanda okula başladıktan sonraki yıllarda da çeşitli değişim durumlarında yaşanabilir.

Nedenleri?

Sorunun ilk nedeni; anneden, güvenli ev ortamından ayrılacak olmanın verdiği huzursuzluktur. Özellikle günümüzde aileler çocuklarını yetiştirirken aşırı korumacı ve kollayıcı olabiliyorlar. Çocuklar okul çağına gelene kadar ailesinden bağımsız değilmiş yani ayrı bir birey değilmiş gibi büyüyor. Çocuk ev ortamında tıpkı bir cam fanusta gibi yetişiyor. Ve cam fanustan çıkma zamanı geldiğinde evden ayrı kalma korkusu çocukta aşırı endişe ve terk edilme duygusu yaşamasına sebep olabiliyor. Bir başka neden olarak da “yenilikler” gösterilebilir. Yeni insanlar, yeni kurallar, kalabalık, yeni sorumluluklar, yeni roller… Çocuğun bunlarla baş edebilme becerisine göre onları etkileyebiliyor. Tamamen anne ve babasının korumasındaki çocuklar ise burada zorlanıyor. Ayrıca ailenin başarı beklentisinin olması ve çocuğun bunu algılama derecesi de okul fobisinin oluşmasına katkı sağlayabiliyor. Ebeveynlerinin beklentilerini karşılayabilmek çocuklarda strese sebep olabiliyor. Yeni ortamlarda bir takım çocuklar kendilerini yalnız hissedebilirler. Özellikle arkadaş edinme konusunda yetersiz yada isteksiz olan çekingen çocuklar yalnız kalıp arkadaşları tarafından reddedilebilirler. Bu durum karşısında kalabalıklar içerisinde kendilerini yalnız hissedebilir ve okula gitme isteklerine engel olabilir. Bir diğer sebep ise; okul ortamında çocukların zarar verici davranışlara maruz kalmaları olabilir.

Okul Fobisi Olan Çocuğa Yaklaşım

Okul fobisi yaşayan çocuklara yardım ederken öncelikle anne-baba ve öğretmenin işbirliği içerisinde olması önemlidir. Çocuklar okula gitmek istemedikleri için suçlanmamalı ve asla cezalandırılmamalıdır. Okula gitmenin gerekliliği konusunda aile ve öğretmeni net bir tavır göstermeli, çocuk okula özendirilmeli ve kendisini anlayışla karşılayarak destekleyici olunmalıdır. Bu korkuyu yaşayan çocuğun korkusu görmezden gelinmemeli ve yalnız olmadığı hissettirilmelidir. Çocuğun endişeleri ve duyguları üzerinde konuşmaya çalışarak hem sıkıntısı paylaşılabilir hem de yalnız olmadığını hissetmesi sağlanabilir. Ebeveynlerin beklenti düzeylerini gerçekçi kılıp çocuğa zaman tanıması gerekir. Okula başlamadan önce okul hakkında gerçekçi olmayan şeyler anlatılmamalı, okul ve öğretmenler tanıtılmalıdır. Okulda geçirdiği zamanlardaki ayrılığın geçici olduğu anlatılmalı, vedalaşmalar kısa tutularak ayrılığın doğal olduğu gösterilmelidir. Çocuğun okula gideceği günler aile bireyleri sıradan bir günmüş gibi davranmalı ve korkuyu hatırlatacak davranışlardan uzak durmaları gerekir. Sorun daha zor ise çocuğun birkaç saatliğine daha sonra sistematik bir şekilde tam gün okula gitmesine izin verilebilir. Tüm bunlara rağmen eğer çocuğa yardımcı olunamıyorsa bir profesyonelden destek almak gerekir.

Merve Tunay Dünya | Klinik Psikolog

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir