B. F. Skinner, özellikle Davranışçılık (behaviorism) ve Edimsel Koşullanma (operant conditioning) alanlarında çalışmış ve psikoloji alanına katkı sağlamış önemli bir kuramcıdır. 20 Mart 1904 yılında Pensilvanya, ABD’de dünyaya gelmiş ve 1974 yılına dek Harvard Üniversitesi’nde psikoloji profesörü olarak çalışmıştır. Ömrünün sonuna kadar psikoloji bilimine katkıda bulunmaya devam etmiş ve 1990 yılında ölmeden öncesine kadar makale yazmaya ve araştırmalar yapmaya devam etmiştir.

Davranışçılık Ekolü

Skinner, davranışçılık ekolü üzerine yaptığı çalışmalarla bilinmektedir. Davranışçılık ekolü temelde, psikolojinin gözlemlenebilen ve ölçülebilen konseptlere odaklanması gerektiğini savunur. Buna göre psikoloji, zihinsel süreçler ve bilinçten soyutlanmalı ve davranışa yönelmelidir. Zihinsel süreçler öznel ve ölçülemezken davranışı stimüle etmek ve ölçüm yapmak mümkündür (Hull, 1943). Bu nedenle psikoloji bilimi, yalnızca ölçüm yapılabilen davranış alanına odaklanmalıdır düşüncesini savunmuştur.

Edimsel Koşullanma

Skinner, davranışçılık ekolü içerisinde geliştirdiği birçok kuram ile psikoloji bilimine katkıda bulunmuştur. Bu kuramların başında Edimsel Koşullanma gelmektedir. Edimsel Koşullanmaya göre davranışlar, ödüllendirilerek veya cezalandırılarak stimüle edilir. Buna bağlı olarak davranış ve davranışların sonuçları arasında bir bağlantı oluşması beklenir ve bundan sonra bu sonuca göre davranılacağı öngörülür (Staddon et al., 2002). Ödüllendirilen davranışların pekişmesi ve gösterilmeye devam etmesi beklenilirken cezalandırılan davranışların yok olması beklenmektedir.

Skinner bu kuramını, Skinner Kutusu (Skinner Box) adı verilen bir deney düzeneği ile desteklemeyi amaçlamıştır. Bu düzenek, küçük bir kafes ya da odadan oluşur. İçeriye bırakılan canlının davranışını ölçmek adına bir alet de düzeneğin içerisinde bulunmaktadır (Cherry, 2021). Örneğin, bu kutunun içine bırakılan bir farenin levyeye, yani alete basması durumunda yiyecek düşmesi Skinner Kutusu düzeneğine örnek olarak verilebilir. Burada levyeye basma davranışı, verilen yiyecek ile ödüllendirilmektedir. Bu ödül sayesinde fare, levyeye bastığında yemek geleceğine koşullanır, yani levyeye basması gerektiğini öğrenir.

Klasik Koşullanma

Skinner’in Edimsel Koşullanma’yı öne sürdüğü dönemde Davranışçılık ekolü içerisinde Pavlov’un Klasik Koşullanma kuramı hakimdi. Klasik Koşullanma temelde bir uyaran ve o uyarana tepki üzerine kurulmuş bir düzenekten oluşuyordu (Allen ve ark., 1985). Çok bilinen Pavlov’un Köpeği deneyinde köpek, deneyci tarafından çalınan bir zil ile uyarılır ve önüne yemek koyulur. Bir süre sonra köpeklerde zil çaldığında yemek verilmese bile salyanın aktığı gözlemlenir. Klasik koşullanma ismi verilen bu süreçte köpeğin herhangi aktif bir rolü bulunmazken zili çalan ve yemeği önüne getiren deneycinin aktif bir rolü bulunmaktadır.

Skinner’e göre klasik koşullanma, çok daha karmaşık olan insan davranışını açıklamakta yetersiz kalmaktaydı. Edimsel koşullanmada, deneycinin değil de öğrenme eylemini gerçekleştirenin aktif olmasını hedefledi. Fare örneğinde olduğu gibi ödülü almak için farenin levyeye basması ve bunu gönüllü bir şekilde gerçekleştirmesi gerekiyordu. Klasik koşullanmadan bu bağlamda ayrılan bir kuram olan edimsel koşullanmayı bu şekilde oluşturdu.

Dil Öğrenmek

Edimsel koşullanmanın yanı sıra Skinner’in alana birçok başka katkısı da bulunmaktadır. Dil edinimi konusuna davranışçı ekol penceresinden bakarak yeni yorumlar kazandırmıştır. Ona göre insanda konuşabilme yetisi sonradan gelişen, doğuştan var olmayan bir yetidir. Bu düşünce, birçok dil edinimi fikrinden farklıdır. Ona göre dil, öğrenme ile edinilir. Dil, bebeklerin çevresinde duyduklarını tekrar etmesi ve duyduklarına tepki vermesiyle öğrendiği bir süreçtir (Skinner, 1985). Dilin öğrenilmesinde pekiştirme ve model alma gibi faktörlerin önemli olduğunu vurgulamıştır.

Programlı Öğrenme

Programlı öğrenme (programmed learning), Skinner’in pekiştirme ve ödüllendirme kuramlarından esinlenerek oluşturulmuştur. Bu öğrenme sürecinde bilgi, küçük parçalara bölünerek öğrenciye verilir. Öğrencinin bu bilgiyi adım adım, öğrenme sürecine aktif bir katılım göstererek öğrenmesi beklenir. Her parçadan sonra geri dönütlerle desteklenen öğrencinin bilgileri daha kolay öğrenmesi amaçlanır. Skinner’in öğrenme psikolojisine önemli katkılarından biri, bu öğrenme stili olmuştur.

Sonuç

B. F. Skinner, psikoloji bilimi için ilham verici ve önemli bir figürdür. Davranışçılık ekolüne önemli katkılar sağlamış, edimsel koşullanma başta olmak üzere dil edinimi ve öğrenme süreçleri konusunda da alana katkıda bulunmuştur.

Nilsu Yıldırım | Psikolog

Referanslar

  • Hull, C. L. (1943). Principles of behavior: an introduction to behavior theory.
  • J. E. R. Staddon, et al. (2002). Operant Conditioning. Annual Reviews, sf: 115-144. doi: 10.1146/annurev.psych.54.101601.145124.
  • K. Cherry. What Is A Skinner Box?. (23 Nisan 2021). Alındığı Tarih: 10 Ekim 2022. Alındığı Yer: Verywell Mind
  • Allen, Chris T., and Thomas J. Madden. “A closer look at classical conditioning.” Journal of consumer research 12.3 (1985): 301-315.
  • Skinner, D. C. (1985). Access to meaning: The anatomy of the language/learning connection. Journal of Multilingual & Multicultural Development, 6(5), 369-388.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir