“Ne kadar çok uyusamda bir türlü kendimi dinlenmiş hissetmiyorum”

Günlük hayatta belki de çoğumuzun sıklıkla duyduğu veya sıklıkla kullandığı bir yakınma değil midir? Hangi işte çalışırsa çalışsın cinsiyeti, yaşı ve yaşadığı hayat şartları ne olursa olsun şöyle etrafımızdaki insanlara bir göz atalım. Enerjisini tam olarak kazanmış bir şekilde güne başlayabilen, uykusunun kendisine yeterli geldiğinden bahseden, güler yüzü ile çevresine neşe katabilen, sabırlı ve konsantrasyonu yüksek kaç kişi görebiliyorsunuz. “Çok az” diye cevap verdiğinizi duyabiliyorum. Daha çok kendisini tükenmiş hisseden, tatil günlerinin yeterli gelmediğinden yakınan, uykusuz ve tahammül gücü olabildiğince azalmış insanlarla çevrili yaşamda var olmaya çalışıyoruz.

Zihinsel Yorgunluk

Gün sonunda şehir ve iş yaşamının koşturmasının ardından eve dönüldüğü zaman ya da gününü evde geçirenler için günlük planlanan işlerin bitirilmesinden sonra herkes bedensel ve zihinsel yorgunluğundan bahsetmeye başlar. O anlar için en çok arzu edilen şey güzelce bir uyku ya da kısa sürede olsa bir tatil kaçamağıdır. Ancak görüyoruz ki ne yeterince uyku ne de tatillerin ardından bireyler hayal ettikleri bedensel ve zihinsel gevşemeyi yakalayamamış oluyorlar. Burada yapılan eksiklik bireylerin sadece fiziksel yorgunluklarını gidermek için dinlenmeyi tercih etmeleridir. Fiziksel yorgunluğu giderebilmek için istirahat etmek ve birkaç saat kadar uyumak yeterli olur. Ancak zihinsel yorgunluk için bedensel istirahat ya da uyku tek başına yeterli olmayabiliyor. İnsanların bir kısmı dinlenmek denildiği zaman, bunu evde oturup istirahat etmek, uyumak ya da tatil yapmak olarak algılar. Hatta dinlenmeyi, çoğu kez vakit kaybı olarak değerlendirir ve fiziksel yorgunluğu gidermek için dahi gerekli olan dinlenmeden kendisini yoksun bırakabilir. Çok daha fazla insan ise zihinsel yorgunluğunun farkında bile değildir. Kendisinin sadece bedensel olarak yorgun olduğunu ve uykunun yeterli geleceğini düşünür. Ama insan zihinsel olarak da yorulur. Zihnimiz işleyen bir mekanizmadır ve her mekanizmanın zaman zaman şarj olmaya ihtiyacı vardır. Zihinsel olarak yorulmuş bireylerde; iş verimi ve yaratıcılığı azalır, tahammül gücü düşer, uzun süre uyuduğu halde uykuyu tam alamama hali oluşur, sağlıklı karar verme yetisi azalır, unutkanlık, huzursuzluk ve mutsuzluk yaşamaya başlar, fizyolojik sebeplere bağlı olmayan depresyon ve kaygı bozuklukları v.s. gibi yakınmalar ortaya çıkar.

Bedensel ve Ruhsal Dinlenme

Fiziksel ve zihinsel yorgunlukla dengeli bir şekilde mücadele edildiği zaman sağlıklı bir ruh ve bedene kavuşabiliriz. Hem bedensel hem de zihinsel olarak dinlenmek sağlıklı yaşamın önemli bir koşuludur. Nasıl bedeni dinlendirmek istediğimizde uykuya, istirahate zaman ayırmamız gerekiyorsa, zihnimizi dinlendirebilmek için de kendimize zaman ayırmamız gerekiyor. Bedensel olarak dinlenmek herkes için belli başlı birkaç aktiviteyle giderilebilirken, zihinsel olarak dinlenmek tamamen kişiye özgüdür. Herkes için kendisini iyi hissedebileceği, tazelenip dinleneceği zamanlar farklıdır. Bireylerin zihinsel olarak dinlenebilmeleri için neye ihtiyaçları olduğunun farkına varabilmeleri gerekiyor. Örneğin, kimi için deniz kenarında kitap okumak, kimi için ata binmek, kimi için doğal bir ortamda yürüyüşlere çıkmak zihinsel olarak dinlenme ihtiyacını karşılayabilir. Önemli olan rutin yaşamın dışına çıkabilmektir. İşte bu şekilde zihin yorgunluğuyla daha kolay başa çıkılabilir. Bedeninin ve ruhunun ihtiyaçlarını gidermeden, tabiri caizse kendi pillerimizi şarj etmeden, sürekli çalışarak, kendimizden ödünler verip, üreterek yaşamı devam ettirmeye çalışırsak gün gelir tükenmiş bir halde kendimizi bulabiliriz. Yani insan hayatını verimli, üretken, enerjisini yerli yerince harcamak istiyorsa, akıllıca davranmalı ve kendini, kendi sınırlarını bilmeli ve zamanlamasını planlayarak zihnini ve ruhunu dinlendirmelidir. Sınırlarını bilmeyen ve onu çok zorlayan insanların uzun vadede ciddi bedensel ve ruhsal rahatsızlıklarla karşılaşması kaçınılmaz bir sondur. Bu sonla karşılaşmamak için bedenimizi dinlendirdiğimiz kadar zihnimizi de dinlendirmeliyiz. İyi bir dinlenmeyi gerçekleştirebilmek için istekli olmak birincil şarttır. Dinlenmenin en güzel ve verimli şekli, yorgun dakikaları hobilerle geçirebilmektir.

“İnsanlarımızın kendilerinin değerli olduğunu unutmamaları ve güçlerinin sınırlı olduğunu kabul ederek kendilerine zaman ayırmaya ve dolayısıyla dinlenmeye olan gereksinimlerini gözardı etmemeye ihtiyaçları vardır.”

Merve Tunay Dünya | Klinik Psikolog

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir