Antik Yunan mitolojisinde heykeltıraş olan Pygmalion’ı ve onun ismiyle literatüre giren “Pygmalion Etkisini” duydunuz mu?

Kıbrıslı Pygmalion, bir gün ideal kadın heykeli yapmış ve ona Galatea adını vermiş. Heykel o kadar güzel olmuş ki Pygmalion ona aşık olmuş. Onunla birlikte olabilmek için bir yandan dua etmiş bir yandan da aşk tanrıçası Afrodit’ten yardım istemiş. Afrodit, bu samimi duadan çok etkilenmiş. Pygmalion eve gelip Galatea’ya dokunduğunda vücut sıcaklığını ellerinde hissetmiş. Pygmalion’ın duaları ona hayat vermiş ve sonsuza kadar mutlu yaşamışlar.

Beklenti Etkisi

Pygmalion yalnızca aklındaki ideal kadını somutlaştırmadı, imkansız görünen bu olaya tüm içtenliğiyle inandı. Kuşkusuz Galatea’nin var olmasında beklenti etkisi büyüktü. Adını bu mitoloji hikayesinden alan pygmalion etkisi “beklenti etkisi” veya “kendini gerçekleştiren kehanet” olarak literatüre geçti. Bir kişinin beklentilerinin kendisinin veya diğerinin davranışlarını etkileyebileceği fikri uzun zamandır var olmuştur.

Beklenti Başarıyı Getirir

Pygmalion etkisine göre kişilere dair inançlar davranışları, bu davranışlar da onların performanslarını etkiliyor. Gerçekten de insanın insan üzerindeki etkisi bu değişimi sağlayacak kadar etkili midir? 1965 yılında aynı zamanda psikolog olan Robert Rosenthal ve Lenore Jacobson tarafından yapılan deneysel bir araştırmada öğretmen beklentilerinin öğrenci başarısındaki rolünü belirlemek amaçlanmıştır. Deney sonucunda öğretmenlerin öğrencileri hakkındaki yüksek beklentilerinin, öğrencilerde yüksek performansa; düşük beklentilerin ise öğrencilerde düşük performansa neden olduğunu göstermektedir.

Kendinden Beklentin Ne?

Acaba aynı durum kendimiz için de geçerli olabilir mi? Kendimizle ilgili “ben başaramam, bunun üstesinden gelemem” şeklindeki düşüncelerimiz, davranışlarımız sonrasında da başarılı olup olmamamızı etkiliyor olabilir mi?

İş görüşmesine giden birini düşünün. Daha önce orada çalışan bir arkadaşıyla görüşüyor ve ona görüşeceği kişinin çok katı, anlayışsız, iletişim kurması güç bir insan olduğunu söylüyor. Aslında böyle bir durum söz konusu bile değilken görüşme öncesinde aklında birtakım düşünceler beliriyor ve kişi bu düşüncelere inanıyor. Görüşme boyunca inançları davranışlarına dönüşüyor. Bu davranışlarını konuşma tarzı, vurgu, ses tonu, mimik ve jestlerle destekliyor. Karşısındaki kişiye istem dışı ve istikrarlı bir şekilde olumsuz sinyaller gönderiyor ve sonucunda olumsuz bir dönüş alıyor.

Bu yazıda pygmalion etkisine değinirken fark etmeden hayatınızda kendinizi bu etkiye maruz bırakabilme ihtimalinizi de hatırlatmak istedim. Bu etkiyi kültürümüzde aşina olduğunuz bir sözle özetlemek istiyorum; İyi düşün, iyi olsun..

Vuslat Şeyma Güneş | Psikolog

Kaynaklar

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir