Freud Psikolog muydu?

Sigmund Freud yaygın olarak bilinenin aksine psikolog veya psikiyatrist değil, tıp doktoruydu (istemediği bir meslekti) ve uzmanlık alanı da nörofizyolojiydi. Hatta ilk makaleleri beyin anatomisi üzerinedir. Daha sonra sinir hastalıkları üzerine çalışmalar yapar ve ilk olarak Hipnoz tekniğini kullanır. Ancak Breuer’den (Anna O. Vakası üzerine yaptığı çalışmalarla tanınan Tıp hekimi) öğrendiği bu tekniği derin görüş ayrılıkları sonrası (Elizabeth von R. isimli hastasının da telkiniyle) bırakır ve kendi tekniği olan serbest çağrışımı kullanmaya başlar.

Bilinçaltı mı Bilinçdışı mı?

Bazı kaynaklarda Freud’un kavramları daha farklı ele alınabilmektedir fakat Freud kuramında bilinçaltı (bir yerde olduğu altta bir yerlerde olduğu belirgindir) kavramını değil bilinçdışı kavramını kullanmıştır. Çünkü geçmiş çocukluk yaşantılarının bastırma savunma mekanizması kullanılarak bilinç düzeyinin dışında tutulduğunu savunmuştur.

Hiç Kolay Olmadı

Sigmund Freud hayattayken sürekli eleştirildi, ciddiye alınmadı ve meslektaşları tarafından dışlandı. Cinselliği hatta çocuksu cinsellik gelişimini ele alması sebebiyle bazı çevreler tarafından da suçlamalara maruz kaldı. Aynı zamanda başta rüyalarla ilgili çalışmaları sebebiyle tıp dünyası onun bu görüşlerini bilim dışı bularak tepki gösterdi. Ölümünün ardından yapılan çalışmalarla birlikte psikanaliz şu anda dünyanın en önemli teorileri arasında yer almaktadır. Konuşma yolu ile yapılan terapilerin bir çoğu ya onun teorisinin geliştirilmesi ile ya da teorisine eleştiri olarak doğmuştur.

Freud Terapist Değildi

Psikanaliz tekniğini şekillendiren en önemli basamaklardan biri serbest çağrışım yöntemidir. Bu teknikte karşı tarafta analizan, diğer tarafta ise analist oturur. Birbirlerini görmezler ve belirlenmiş bir çerçeveye göre seans yürütülür. Yönlendirme ve telkin neredeyse hiç yoktur. Freud Psikanalize terapi yerine “kür” demiştir. Analist küründe kullandığı tekniklerle analizanını bir mimar gibi yeniden inşa eder.

Özel Yaşamı

İş ve özel hayatını birbirinden ayırma konusunda titizdi. Kendisine ait özel belge, anı defterini ve mektuplarını bırakmamak için ölmeden önce hepsini yakmıştır.

Orhan Dünya | Psikolog

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir