Fobi; herhangi bir objeye, duruma ya da bir canlıya yönelik duyulan aşırı ve mantıksız korku halidir. Bu probleme sahip olan insanlar, bu uyarıcıyla karşılaştıkları zaman yoğun kaygı ve rahatsızlık hissederler. Bu kaygı ve rahatsızlık sonucunda insanların deneyimlediği bazı belirtiler panik atakla benzerlik gösterir. Aynı zamanda, kişinin korku duyduğu objeye yönelik duygular başka fobilerin gelişmesinde de rol oynar. Örneğin; sosyal fobisi olan bir insanın, kendisini eve kapatarak açık alan korkusu geliştirmesi gibi.

Uçma Korkusu Nedir?

Günümüzde en yaygın görülen korkulardan biri de uçmaya yönelik korkulardır. Uçma korkusu, uçak veya helikopter gibi herhangi bir hava taşıtında bulunma ve yolculuk etmeye yönelik kontrol edilemez bir korku halidir. Bu korku, psikoloji literatüründeki uçma fobisinin kendisinden farklı olarak tanımlanabilmektedir ya da uçma korkusu, başka bir fobiye bağlı gelişmiş olabilir. Örneğin claustrophobia (kapalı alan korkusu), acrophobia (yükseklik korkusu) vb. gibi bozukluklara sahip olan insanların uçma korkusu yaşaması ihtimali daha yüksektir.

Uçma Korkusu Nedenleri

Bu korkuların ortaya çıkmasının çeşitli nedenleri vardır. İlk olarak yapılan araştırmalara göre, fobilerin gelişmesinde genetiğin rolü olduğu kanıtlanmıştır. Ailesinde özgül fobi görülen bireylerin fobi geliştirme oranları diğer topluluklara göre daha yüksek bulunmuştur. Bunun yanı sıra insanların bu tarz kronik korkulara sahip olmasının bir diğer nedeni ise ‘öğrenilmiş’ olmalarıdır.

Geçmişte yüksek bir yerden düşmüş olan bir birey, olaydan sonra daha temkinli davranma ve tehdit içeren öğelerden kaçınma gibi davranışlar göstermeye eğilimli olabilir. Bu tekrarlayan kaçınma davranışları sonucunda yükseklik içeren öğeler, bu bireyler için tehdit unsuru olarak pekiştirilmiş bir inanca sebep olur. Örneğin; uçağa binerken kaygı yaşayan bir birey çeşitli korku semptomları gösterebilir. Panik atakla benzerlik gösteren bu semptomlar; kalp atışlarının hızlanması, hızlı nefes alıp verme, terleme gibi rahatsız edici semptomlardır. Kişi bu belirtilerin sonucunda uçaktan inerek ya da bir dahaki sefere farklı bir ulaşım aracı kullanarak kaçma davranışı gösterir. Bunun sonucunda kendini daha güvende hisseden birey için uçak kaçınılması gereken bir obje haline gelir ve bu durum zamanla pekişir. Zamanla da insanlar bu durumla her karşılaştıklarında daha yoğun kaygı hissetmeye başlarlar.

Uçma Korkusu İle Başa Çıkma

Uçma korkusuyla başa çıkmanın ilk basamağı bu konuda bilgi sahibi olmaktır. Öncelikli olarak bireyin fiziksel güvenliğinden emin olması için uçuş süreciyle ilgili detaylı olarak bilgilenmesi sağlanır.

İnsanların uçmaya yönelik duyduğu korkularda olduğu gibi herhangi bir uyaranla karşılaştıklarında beyinde bulunan amigdala tarafından stres hormonu salgılanır. Bunun sonucunda bedenimiz kendini tehdit edici duruma hazırlayan semptomlar gösterir. Buna sempatik sinir sistemi denir. Bu belirtiler, kalp ritminde artış, terleme, göz bebeklerinin büyümesi, bronşların genişlemesi ve bu yüzden nefes alışın hızlanması gibi belirtilerdir. Tehlike geçtikten sonra bu belirtiler tersine döner ve belirtilerin tersine dönmesi ise parasempatik sinir sistemi sayesinde olur. Bu iki sistem birbirini sıfırlayan durumlar olduğu için herhangi bir hava taşıtını kullandığında bireyin stres ve kaygı yaşamasını azaltmak ve stres hormonlarının salgılanmasını düşürmek için terapistlerin en çok kullandığı yöntem davranışsal terapilerdir. Yapılan araştırmalara göre davranışsal terapilerin ve aşamalı maruz bırakma yönteminin fobilerin sağaltımında ciddi bir etkisi olduğu kanıtlanmıştır.

Çiğdem Doğru | Klinik Psikolog

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir