Uluslararası çalışmalar yapmış, psikoloji ile doğrudan ilgilenmeyen kişilerin bile tanıdığı dünyaca ünlü 10 psikolog
Daniel Goleman
Amerika’lı bir psikolog olan Goleman aynı zamanda 12 yıldır New York Times’a davranış ve bilim konuları üzerine yazılar yazmaktadır. Psikoloji, eğitim, bilim, ekolojik kriz ve liderlik üzerine yazılmış 10 adet kitabı bulunmaktadır. Özellikle ‘duygusal zeka’ ile ilgili yazdığı kitaplar yıllarca New York Times’ın en çok satanları arasında yer almış ve farklı dillere tercüme edilmiştir. Yazdığı bu kitaplarda duygusal zekanın (EQ) IQ’den daha önemli olduğunu vurgulamış; duygusal zekayı azim, özbilinç, dürtülerini engelleyebilme, başkalarının duygularını anlayabilme gibi özelliklerin tümü olarak tanımlamıştır. Yaptığı araştırmalara göre duygusal zekası düşük olan bir insanın IQ’su yüksek olsa da hayatta daha başarısız oldukları görülmüştür.
Albert Bandura
Kanadalı bir psikolog olan Bandura son 60 yılın en etkili psikologlarından biri olarak anılmaktadır. Aynı zamanda American Psychological Association’ın 1976 yılında gelmiş geçmiş en genç yöneticisi olmuştur. Sosyal öğrenme kuramı ve öz yarar teorisi üzerine yaptığı çalışmalarla tanınan Bandura; genetiğin ve sosyal çevrenin insanların sosyal alanlardaki davranışları üzerindeki etkisini araştırmıştır. Ona göre insanların şiddete eğilimli olmaları onların doğalarından kaynaklanan bir durum değil, aile ya da sosyal çevrelerinden öğrendikleri ve taklit ettikleri davranış şekilleri olduğunu savunmuştur. Yaptığı çalışmaların sonucunda bilime katkılarından dolayı Grawemeyer ve American Psychological Foundation’s Gold Medal ödülü dahil olmak üzere bir çok ödül almıştır.
Martin Seligman
Amerikalı bir psikolog olan Seligman, öğrenilmiş çaresizlik (learned helplessness) kuramıyla tanınmış bir psikologtur. 1970’te Seligman’ın yaptığı araştırmalar sonucunda ortaya çıkan bu kuram günümüzde depresyon modellerinde halen büyük bir rol oynamaktadır. 1990’lı yılların sonundan itibaren pozitif psikoloji alanında çalışmalar yapan bilimsel toplulukların içinde bu alana en çok katkıda bulunan psikolog olmuştur. Aynı zamanda yapılan araştırmalara göre 20. yüzyılın psikoloji hazırlık kitaplarında en çok atıfta bulunulan psikoloğu olarak bilinmektedir. Kariyeri boyunca birçok ödüle layık görülen önemli bir psikologtur.
Howard Gadner
Amerikalı bir psikolog olan Gardner eğitime yeni bir soluk sunduğu çoklu zeka teorisi (multiple intelligence) ile tanınmaktadır. Bu teoriye göre Gardner zekayı doğacı zeka, sözel-dilsel zeka, mantıksal-matematiksel zeka, bedensel-kinestetik zeka, görsel-uzamsal zeka, müziksel-ritmik zeka, kişilerarası sosyal zeka ve içsel zeka olmak üzere 8 gruba ayırmıştır. 1980’li yıllardan beri gelenekselleşmiş standart testlerin ötesine geçmek isteyen Amerika Birleşik Devletleri’nin uygulamak istediği okul reformlarını geliştirmesinden sorumludur.
Abraham Maslow
Amerikalı bir psikolog olan Maslow, maslow teorisi veya diğer adıyla ihtiyaçlar hiyerarşisi teorisiyle tanınmıştır. Bu teori 1943 yılında ortaya çıkmış, sonrasında geliştirilmiş bir insan psikolojisi teorisidir. Maslow’un bu teorisi; insanlar belirli kategorilerdeki ihtiyaçlarını karşılayarak kendi içlerinde bir hiyerarşi oluşturan daha üst kategorideki ihtiyaçları karşılamaya yönelik arayışlarını dile getiren bir kuramdır. İnsanların kişilik gelişiminin o an hangi kategorideki ihtiyacı baskınsa ona göre şekillendiğini savunmaktadır. Maslow’a göre bu hiyerarşiyi sağlıklı bir şekilde tamamladıktan sonra son kategorideki ihtiyaçları da gerçekleştirebilen insan bu teoriye göre en ideal kendiliğini bulur.
B. F. Skinner
Amerikalı bir psikolog olan Skinner, reinforcement principle teorisiyle tanınmıştır. Bu davranışçı kurama göre ‘öğrenme’ bireyin davranışlarındaki gözlenebilir bir değişmedir ve bu durum uyaran-tepki bağıyla mümkündür. Bu teoriye göre özgür irade yanılsaması ve insan eylemleri bir önceki davranışa bağlı olarak şekillenir. Eğer yapılan eylem kötü olarak sonuçlanmışsa, o eylemin tekrarlanmaması ihtimali yüksektir. Eğer sonuçlar iyiyse buna sebep olan eylemlerin tekrarlanması yüksek ihtimal dahilindedir. Skinner’ın yazdığı 1938 yılında yayımlanan ‘Organizmaların Davranışı’ isimli kitabı yayımlandıktan 50 yıl sonra ’modern psikolojinin çehresini değiştiren bir avuç eserden birisi’ olarak anılmıştır.
Ivan Pavlov
Rus bir psikolog olan Pavlov, psikoloji ve fizyoloji alanında yaptığı çalışmalarla deneysel psikoloji ve psikofizyoloji alanını derinden etkileyen isimlerin başında gelir ve bu iki bilim dalının kurucusu olarak anılır. Pavlov’un köpekler üzerinde yaptığı klasik koşullanma deneyleri ünlüdür. Bu kurama göre önce köpeğe zil sesi verilmiş, arkasından et verilmiş ve köpeğin salya salgılaması sağlanmıştır. Bu ilk durumda zil sesi nötr uyarıcı, et koşullu uyarıcı ve salya koşullu tepkidir. Daha sonra bu zil sesi et verme ile uyarı-tepki bağı kuvvetlendirilmiştir. Köpek sadece zil sesine salya tepkisi vermeye başlamıştır. Yani başta nötr olan uyarıcı (zil) yaşantı sonucu koşullu uyarıcı haline gelmiştir. Hayatının sonuna kadar bir bilim insanı olarak yaşayan Pavlov kariyeri boyunca bir çok ödüle layık görülmüştür.
Carl Rogers
Amerikalı bir psikolog olan Rogers, psikolojide humanistik yaklaşımın kurucularındandır. Psikoterapi alanında yaptığı çalışmalarla tanınmış bir psikologtur ve Sigmund Freud’dan sonra en önemli klinisyen olarak gösterilmektedir. Rogers terapilerinde insan odaklı yaklaşımlarıyla ön plana çıkmıştır. Onun teknikleri psikoterapilerde danışanların ihtiyaçlarına odaklanmak için kullanılmıştır. 20. yüzyılın en ünlü psikologları arasında gösterilmektedir.
Jean Piaget
İsviçreli bir psikolog olan Piaget, genetik epistemoloji ve bilişsel gelişim alanındaki önemli çalışmalarıyla tanınmış bir psikologtur. Piaget çocuklarla ve onların gelişimi üzerine yaptığı çalışmalarla bilinir. Piaget’e göre toplumları ayakta tutmak için çocukların uygun bir eğitim alması çok önemliydi ve bu amaçla değişik eğitim teorileri üzerine çalışmalar yaptı. Piaget’in çocuklar üzerine yaptığı epistemolojik çalışmalar, kullandığı terapiler ve teoriler onu tüm zamanların en ünlü psikologlarından biri olmasını sağlamıştır.
William James
Amerikalı bir psikolog olan James, pragmatizmin kurucusu olarak anılmaktadır. İlk önemli eseri ‘Psikolojinin Prensipleri’dir. Bu kitabı psikolojiyle ilgili modern bazı bilgiler içermektedir. Aynı zamanda ABD’deki ilk psikoloji laboratuvarını kurmuştur. James’e göre psikolojinin amacı bulundukları çevreye uyum sağlamakta olan insanların araştırılmasıydı, deneyim elemanlarının keşfi değil. James, bilincin işlevinin de hayatta kalmak için gerekli olan amaçlara ulaşmaya kılavuzluk etmek olduğunu yazmıştır. Böylelikle bilinç, karmaşık bir ortamdaki karmaşık bir varlığın ihtiyaçlarına, özellikle uygun bir varlık olarak dile getirilmişti; öyle ki bilinç olmaksızın insanın evrim süreci ortaya çıkamazdı.