Künye

  • Yönetmen: Joseph Sargent
  • Yapım: A.B.D. – 2007
  • Tür: Dram
  • Süre: 89 dakika
  • Oyuncular: Jessica Lange, Tammy Blanchard, Jobeth Williams, Garry Levert

Gerçek bir hayat hikayesi olan Sybil filmi çocukluk döneminde yaşadığı tacizler sonucu dissosyatif kişilik bozukluğuna (çoklu kişilik bozukluğu) sahip genç bir kadının yaşam mücadelesini ele almaktadır.

Dissosiyatif Kişilik Bozukluğu Nedir?

Dissosiyatif kimlik bozukluğu (DKB) daha önce çoklu kişilik bozukluğu olarak adlandırılmıştır. DKB’li kişiler, kendi kişiliklerinin yanında farkında ya da farkında olmayarak bir veya daha fazla alternatif kişilik geliştirir. DKB, dissosiyatif bozukluklar durumu adı verilen bir grup bozukluktan biridir. Hafıza, bilinç ya da farkındalığın, kimlik ve/veya algının parçalanması ya da bozulması durumudur. Zihinsel işlevler normal olarak sorunsuz çalışmaya devam eder.

Filmin Hikayesi

Sybil, New York’ta sanat eğitimi alan, 16 kişiliğe sahip bir kadındır. Geçmişe takılı kalan ve her kaldığı yerde bir kişilik oluşturan Sybil’a okulun psikoloğu Hell tarafından ilk teşhis olarak “histerik” konmuştur. Histerik teşhisi konmasının sebebi semptomlarındaki benzerliklerdir. Sybil, sürekli hafıza kaybı ve yoğun baş ağrısına sahip olmasına rağmen çok zeki bir kızdır. Briket onu okuldaki bir öğretim görevlisi olan psikanalist Wilburn’e yönlendirmiştir. Bu Sybil’ın kendini bulabilmesi için önemli bir adım olur.

Wilburn’la ilk seansında gözlemlediğim, sorulara verdiği cevaplardaki tutarsızlıklardı. Özellikle annesi hakkında sorulan sorularda önce annesiyle aralarının iyi olmadığını söyler. Daha sonra ise yakın arkadaş gibi olduklarından bahseder. Aslında burada cevapları veren sadece Sybil değil, onunla beraber olan diğer bir kişiliği Peggy Loo’dur.

Kişilikler

Peggy Loo, Sybil’in öfkesini gösterebilmesi için ortaya çıkmış ikinci kişiliğidir. Kimsenin onu sevmediğini düşünür. O da kimseyi sevmemektedir. Bu kişilik gündelik hayatında birçok problemle karşılaşıp sürekli cam kırmaktadır. Sybil’in her kişiliği farklı alanlarda uzmandır.

Aslında Sybil bu filmin çoğu sahnesinde sahip olduğu kişilik bozukluğuyla ilgili ipucu vermektedir. İnsanların ona yapmadığı şeyleri yapmış gibi söylemeleri, başladığı resimlerini bitmiş bulması ve aldığını hatırlamadığı kıyafetleri… Kendisi bunu “zaman kaçıyor” diye tanımlamış, ‘buradayım ya da sonra değilim sonra yine buradayım her şey farklı’ şeklinde ifade etmiştir. Seans içinde birçok kişilik değiştiren Sybil’in tüm kişiliklerini bilen sadece Victoria’dır. Victoria hepsini kontrol edebilen tek kişiliğidir. Sybil’in böyle birçok kişiliği vardır. Diğerlerini izleyerek görmenizi tavsiye ederim.

Bir de şu noktaya da değinmek istiyorum. Psikanalist, seansları ve kişilikleri gerçekten çok iyi kontrol etmektedir. Filme geri dönecek olursak psikanalist, Sybil için o zamana kadar hiçbir yerde hastalık olarak geçmeyen çoklu kişilik bozukluğu teşhisi koymuştur ancak meslektaşları ona inanmamaktadır. Bu konuda Wilburn büyük çaba sarf ederek meslektaşlarına durumu anlatmaya çalışmaktadır. Zorlansa da Sybil’in kişiliklerini tek tek çizmesi Wilburn’e yardımcı olacağını düşünmektedir.

Ayrıca durumu hakkında fikri olmayan Sybil’a olanları anlatabilmek için matruşkadan yardım almaktadır. Sybil ona inanmamış ve yalancı iteminde bulunmuştur. Bu da Sybil’ın bilinç kaybından kaynaklanan bir durumdur. İlerleyen sahnelerde daha çok bu bozukluğun altında yatan sebepleri ortaya çıkarmaya odaklanılmıştır.

Sybil’in Geçmişi

Sybil’in geçmişi onu yalnız bırakmamıştır. Erkek arkadaşının ve babaannesinin kaybı (kanser) onu etkilemiştir. Büyükannesini kaybettikten sonra onu görmesine izin vermemeleri Sybil’i üzmüştür. Sybil’ın annesi şizofreni tanısı almıştır ve herhangi bir destek almamıştır. Sybil, babasıyla beraber bir şekilde annesini kontrol altına almaya çalışmıştır. Ancak Sybil yıllarca annesi tarafından kontrol edilmiş ve sürekli aşağılanan bir kız olarak büyümüştür. Aynı zamanda annesi şiddet uygulamış ve taciz etmiştir. Bunlar sonucunda annesiyle tepkisini gösterebilmek için kendine ‘savunma mekanizması’, Peggy Loo’yu ortaya çıkarmıştır. Annesiyle ilgili anılarını sürekli hatırlar ve sesler duyar.

Bir sahneyle örneklendirirsem, resim atölyesinden biriyle gitmiş olduğu konserde piyano sesi annesini hatırlatmış ve altına kaçırmasına sebep olmuştur. Geçmişte annesi kötü olduğu her gün masaya yatırıp ağzını bağlayarak buzlu suyla lama uygulamış ve piyanoya bağlayarak şiddet uygulamıştır. Bu yüzden piyano sesi travmatik bir olay olmuş ve aynı reaksiyonları göstermiştir.

Filmin sonunda psikanalist Wilburn tüm kişiliklerin bütünleştiğinde dissosiyatif kişilik bozukluğunun düzebileceğini düşünmektedir ve hipnoz yardımıyla da Sybil’i tedavi etmiştir. Tüm kişiliklerini bıraktığı yaştan şimdiki zamana gelmesini sağlamış ve tedaviden başarılı bir sonuç alınmıştır.

Çoklu kişilik bozukluğu tanısının, tanı kitaplarına nasıl girdiğini merak edenler ve ilgisini çekenlere filmi izlemelerini tavsiye ediyorum.

Mervenur Yılmaz | Psikolog

Kaynak

  • 29 Mart 2020 tarihinde http://libidodergisi.com/disosiyatif-kimlik-bozuklugu-coklu-kisilik-bozuklugu/ adresinden erişildi.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir