Kronik yorgunluk sendromu (KYS), aşırı yorgunluğun ve fiziksel belirtilerin olduğu, fiziksel ve zihinsel aktivite ile daha da kötüleşen, dinlenmeyle düzelmeyen, bu duruma neden olabilecek fiziksel bir hastalığın saptanamadığı, kişinin sosyal ve iş yaşamında ciddi sorunlar yaratan karmaşık bir sağlık problemidir. Kronik yorgunluk toplumda % 11-19 gibi oldukça sık bir oranda görülürken, KYS %0,1-2,5 arasında azımsanamayacak bir oranda görülür. Kadınlarda ve 40 yaşından büyük kişilerde daha sıktır. Ciddi ekonomik kayba, sağlık harcamalarında artışa, yaşam kalitesinde bozulmaya ve verimlilikte azalmaya neden olur.

KYS Nasıl Anlaşılır?

Kronik (uzun süren) yorgunluk belirtilerini ortaya çıkaran diğer nedenlerin dışlanması ve Hastalıkları Kontrol ve Önleme Merkezi‘nin geliştirdiği tanı ölçütlerine göre tanı konur.

Bu ölçütler şöyledir;

  • Şiddetli yorgunluğun en az 6 aydır sürmesi ve aşağıdakilerden en az 4’ünün bulunması,
  • Baş ağrısı,
  • Çoklu eklem ağrısı (şişlik ve kızarıklık olmaksızın),
  • Kas ağrısı,
  • Efor sonrası 24 saatten uzun süren güçsüzlük,
  • Kısa süreli bellek problemleri ve konsantrasyon güçlüğü,
  • Dinlendirmeyen uyku,
  • Boğaz ağrısı,
  • Lenf nodlarında hassasiyet.

Kronik yorgunluğu olan kişilerin yaklaşık üçte birine kronik yorgunluk sendromu (KYS) tanısı konur. Tanı koydurucu bir test yoktur. Çeşitli tıbbi incelemeler (kan sayımı, tiroid testleri, metabolik inceleme) ile tanı konulabilir.

Nedenleri

KYS’na neden olduğu düşünülen sebeplerin tek başına mı yoksa birbirleriyle etkileşerek mi bu duruma neden olduğu netleşmemiştir. Kronik yorgunluğa neden olarak çeşitli viral enfeksiyonlar (Epstein-Barr virüsü), immün ve adrenal sistem bozuklukları, genetik yatkınlıklar, biyopsikososyal model, beslenme ve uyku bozuklukları, stres faktörlerinin bir araya geldiği düşünülmektedir. Çocukluk çağı travmaları, strese yatkınlığa, psikosomatik ve depresif bozukluklara neden olabilir. Psikolojik sorunlardan özellikle depresyon ve KYS birlikteliği sıktır. Hipokortizolizm denilen böbrek üstü bezlerinin çalışma bozukluğu KYS’nda sık görülebilir. Hipotalomo-hipofizer uyarıya adrenal sistemin yanıtsızlığı, genetik, enfeksiyon, çocukluk çağı travması ya da bütün bu faktörlerin kombinasyonu ile olabilir. Uyku döngüsü bozuklukları, melatonin denen hormon salınımının yetersizliği, bazı beslenme bozuklukları da KYS ile ilgili olabilir.

KYS pek çok tıbbi hastalıkla karışabilir ve ayırıcı tanıda aşağıda başlıcaları verilen hastalıklar dışlanmalıdır:

  • Endokrinolojik hastalıklardan Addison hastalığı, adrenal yetersizlik, Cushing hastalığı, diyabet, hipertiroidi, hipotiroidi.
  • Hematolojik hastalıklardan anemi, kanser türleri
  • Enfeksiyöz hastalıklardan hepatit, HIV enfeksiyonu, Lyme hastalığı, tüberküloz
  • Romatolojik hastalıklardan; dermatomyozit, fibromyalji, , romatoid artrit, Sjögren hastalığı, lupus, temporal arterit.
  • Nörolojik hastalıklardan; M.Skleroz, Narkolepsi, Parkinson hastalığı
  • Psikiyatrik hastalıklardan; Majör depresyon, bipolar bozukluk, yeme bozuklukları, somatoform bozukluklar, şizofreni, madde kullanımı
  • Diğer; Çölyak hastalığı, kalp yetmezliği, ağır metal zehirlenmesi, uyku apne, vitamin eksikliği, ilaç zehirlenmeleri-etkileşimleri

Kronik yorgunluğa neden olarak çeşitli viral enfeksiyonlar, psikososyal stres faktörlerinin bir araya geldiği düşünülmektedir.

Kronik Yorgunluk Sendromu ile Baş Etme

Eşlik eden depresyon, uyku bozukluğu ve ağrıyı tedavi etmek önemlidir. Bunlar için medikal, psikolojik ve sosyal alanlarda önlemler alınmalıdır. Uyku bozukluğu; yorgunluk, kas iskelet sistemi ağrıları, irritabilite denilen aşırı sinirlilik ve konsantrasyon bozukluğunu beraberinde getirir. Uyku bozukluğunun tedavisinde uyku düzenli hale getirilir, uyku bölünmesi engellenir ve uyku kalitesi geliştirilir. Düzenli aynı saatte uyumak, gerekirse sedatif ve hipnotik uyku ilaçlarını bir süre kullanmak, kas iskelet sistemi için NSAI ilaç kullanımı, gün içinde kısa süreli uykudan kaçınma, hafif derecede günlük egzersiz yapma ve diğer uyku hijyeni stratejileri önerilir.

İlaç tedavilerinin bilinen fazla yararları yoktur. Kademeli egzersiz, yaşam düzenlemesi ve bilişsel davranışcı terapiler (BDT) yarar sağlar. Bilişsel davranışçı terapinin kişinin depresyonu, anksiyetesi, iş ve sosyal uyumu üzerine etkili olduğu gösterilmiştir.

Fatma Güven | Klinik Psikolog

Kaynaklar

  • Fukuda K, Straus SE, Hickie I, Sharpe MC, Dobbins JG, Komaroff A; International Chronic Fatigue Syndrome Study Group. The chronic fatigue syndrome: a compre- hensive approach to its definition and study. Ann Intern Med. 1994;121(12):953-95
  • Yancey JR, Thomas SM. Chronic fatigue syndrome: diagnosis and treatment. Am Fam Physician. 2012. 15;86(8):741-6.
  • Loblay R, Bertouch J, Darveniza P, Hickie I, Lloyd A, Rowe K, et al. Chronic fatigue syndrome. Clinical practice guidelines. MJA 2002;176:17-55.
  • Whiting P, Bagnall AM, Sowden AJ, Cornell JE, Mulrow CD, Ramirez G. Interventions for the treatment and management of chronic fatigue syndrome: a systematic review. JAMA 2001;286:1360-8.
  • Vermeulen RC, Scholte HR. Azithromycin in Chronic Fatigue Syndrome (CFS), an analysis of clinical data. J Transl Med 2006;4:34.
  • Saggini R, Vecchiet J, Iezzi S, Racciatti D, Affaitati G, Bellomo RG, Pizzigallo E. Submaximal aerobic exercise with mechanical vibrations improves the functional status of patients with chronic fatigue syndrome. Eura Medicophys 2006;42:97-102.
  • Greenberg S, Frid M. Chronic fatigue syndrome-exercise and physical activity. Harefuah 2006;145:276-80.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir